tag:blogger.com,1999:blog-47403811229827114382024-03-20T10:54:13.385+03:00Gül in KittieslandGül http://www.blogger.com/profile/04565985520782073654noreply@blogger.comBlogger10125tag:blogger.com,1999:blog-4740381122982711438.post-40730327641346925412014-11-18T16:41:00.001+02:002014-11-18T16:44:49.886+02:00Kedilerin Korkulu Rüyası: FIP!<div style="text-align: justify;">
Son günlerde bolca boş vaktim olduğundan tekrar kedi sahiplerine yardımcı olabilecek bir yazı hazırlamak istedim. </div>
<div style="text-align: justify;">
Bahsetmek istediğim konu hakkında bir sürü spekülasyon dönen ve anlaşılması çok karmaşık olan <b>FIP (Feline infectious peritonitis) </b>Türkçe adıyla <b>Kedilerin enfeksiyöz peritonitisi</b>.</div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
FIP hakkında az çok bilgisi olan arkadaşlar bu hastalığın ortaya çıktığından tedavisi olmadığını ve 100% ölümle sonuçlandığını biliyorlardır. Evet, kulağa çok ağır geliyor ama maalesef henüz bu hastalığı tedavi edecek bir yöntem keşfedilmiş değil. Fakat FIP ile ilgili bir diğer önemli detay daha var, FIP'e neden olan<b> FCoV (Feline coronavirus)</b> yani<b> Kedi corona virüsü,</b> kan tahlillerinde tespit edilse de nadir vakalarda FIP'e dönüşür. </div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
FCoV kediler arasında çok yaygın ve genellikle belirti göstermeyen bir virüstür FCoV taşıyan kedilerin %92-%98 kadarı ömürleri boyunca FIP olmadan ve belirti göstermeden yaşarlar. Hatta şu an evdeki kedilerimize FCoV için kan tahlili yaptırsak en az yarısının kanında bu virüs tespit edilecektir. Yani kedinize kan tahlili yapıldı ve FCoV tespit edildiyse bu direkt kediniz FIP'e yakalanmış anlamına gelmez. Çünkü FIP'in oluşması için kedinizin taşıdığı FCoV virüsü bir mutasyon sonucu ölümcül halini almalıdır ve bu da önceden belirttiğim gibi az sayıda vaka da ortaya çıkan bir durumdur. FIP'ten şüphelenmek için öncelikle kedinizin ciddi belirtiler göstermesi gerekmektedir. </div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div>
<b><i> Nedir bu belirtiler:</i></b></div>
<div>
<br /></div>
<div>
En sevdiği şeyleri bile reddedecek kadar şiddetli <b>iştahsızlık</b></div>
<div>
<b><br /></b></div>
<div>
<b>Halsizlik</b>, mesela sevdiği oyun şekillerine tepki vermeme</div>
<div>
<br /></div>
<div>
Yüksek <b>ateş</b></div>
<div>
<b><br /></b></div>
<div>
<b>Karın bölgesinde </b>toplanan su nedeniyle oluşan<b> şişlik </b>(<b>Islak FIP</b>)</div>
<div>
<br /></div>
<div>
<b>Göz renginde değişiklik</b> (ciğerlerin iflas etmesi sonucu sarılık benzeri bir tepki)</div>
<div>
<br /></div>
<div>
Ciddi <b>solunum zorluğu </b>(bağışıklık sistemi iflas ettiğinden kedi nezlesi oluşması)</div>
<div>
<br /></div>
<div>
<br /></div>
<div>
Gördüğünüz gibi yukarıda listelediğim belirtiler kedinizin hal ve tavırlarında, genel durumunda ciddi değişiklikler oluşturan, kayıtsız kalınamayacak şikayetler. Yani kedinizde bu belirtilerin hiç biri olmamasına karşın kan tahlilinde <b>Corona virüsü</b> tespit edilmişse bu kedinizin zararsız FCoV taşıyıcısı olduğunun göstergesidir bazı veterinerlerin iddia ettiği gibi mutlaka <b>FIP</b> olduğunu göstermez. </div>
<div>
<br /></div>
<div>
Bu durumda yapmanız gereken paniklemeden, kedinizin bağışıklığını güçlü tutmak ve kedinizi stresten uzak tutmak. Çünkü <b>Corona virüsünün (FCoV) mutasyona uğrayıp FIP'e dönüşmesini sağlayan 2 başlıca etken, zayıf bir bağışıklık sistemi ve stres</b>. </div>
<div>
<br /></div>
<div>
Fakat korktuğumuz acı tablo gerçekleşmiş ve kedimiz üstteki belirtileri göstermekte, durumu da kötüleşmekte ise öncelikle aynı belirtileri gösteren hastalıkların araştırılması gerekir zira FIP ölümcül ve tedavisi olmayan bir hastalıktır <b>fakat benzer belirtiler gösteren başka hastalıklar vardır ve bunlar tedavi edildiğinde kedimiz tekrar sağlığına kavuşur.</b> Örneğin <b>Toksoplazma enfeksiyonu </b>zayıf bünyeli bir kedide FIP'e benzer şiddetli belirtiler gösterebilir, kedi FCoV taşıyıcısıdır, FIP'e dönüşen mutasyon oluşmamıştır fakat toksoplazma enfeksiyonu geçirdiğinden benzer semptomlar gösterir ve kandaki FCoV (Corona virüs) nedeniyle FIP olduğu düşünülüp toksoplazma enfeksiyonu tedavi edilmez.</div>
<div>
<br /></div>
<div>
Kedinizde zararsız FCoV mu yoksa mutasyona uğramış hali mi var belirlemek ne yazık ki imkansızdır. <b>Bir kedinin gerçekten FIP olduğunu bile ancak öldükten sonra yapılan otopsi ile tespit edebiliyorlar.</b> Bu açıdan FIP şüphesinde çok ama çok dikkatli tetkikler yapılmalıdır.</div>
<div>
<br /></div>
<div>
FIP 2 şekilde seyreder:</div>
<div>
<br /></div>
<div>
<b>Islak FIP (Efuziv FIP)</b></div>
<div>
FIP'in bu formu maalesef daha kısa sürede ölümle sonuçlanır ve hastalık ortaya çıktıktan sonra kedinin karın boşluğunda toplanan suyun yarattığı şişlik nedeniyle kediye rahatsızlık vermeye başlar. Bu durumda kedi yaşadığı sürece karında biriken sıvı rahatlığını bir nebze arttırmak için alınabilir. Karından alınan sıvı ayrıca FIP'in tespitinde de yardımcı olabilir, kıvamlı, sarı ve bulanık olmasının yanında sıvıdaki protein oranın 35 g/L'yi geçmesi ve albümin/globulin'in %50'den büyük olması FIP için bir gösterge olabilir.</div>
<div>
<br /></div>
<div>
Kuru FIP <b>(Non Efuziv FIP)</b></div>
<div>
Islak FIP'e göre daha yavaş ilerler bu açıdan özellikle ilk belirtiler oluştuğunda FIP tanısı koymak zor olur. Karın boşuğunda su toplanması olmaz, yavaş yavaş listedeki rahatsızlıklar şiddetlenmeye başlar. Almanca bir forumda gerçekten çok yavaş ilerleyen bir vakayı takip etme fırsatı bulmuştum, kediği yaklaşık belirtiler başladıktan sonraki 3. ayın sonunda kaybettiler. Hem kedi sahibi hem de kedicik için çok zor bir dönemdi. </div>
<div>
<br /></div>
<div>
<b>FIP nasıl bulaşır</b></div>
<div>
FIP genelde dışkı yoluyla bulaşır, kedilerin enfeksiyona yakalandığı ilk haftalarda tükürük yoluyla da virüsü bulaştırabildikleri düşünülüyor. Çoğu kedi virüs bulaştıktan sonraki 1 sene içerisinde dışkılarıyla da FCoV salgılamayı kesiyorlar zira bağışıklık sistemleri virüsü büyük ölçüde elimine ediyor. Birden fazla kedinin olduğu bir evdeki kedilerden birinde FCoV tespit edilmişse genelde aynı tuvaleti kullandıklarından diğerlerine de FCoV bulaşmıştır. Enfeksiyonun yeni olduğundan yola çıkıp kedilerinizin tuvalet temizliğine daha fazla önem göstermeniz kedilerinizin tekrar enfeksiyona yakalanmasını önleyip virüsünü eliminasyonunu hızlandırır. </div>
<div>
<br /></div>
<div>
<b>FIP aşısı </b></div>
<div>
FIP aşısı hakkında pek fazla olumlu yorum yok, işe yaraması için kedinin hayatı boyunca hiç bir dönemde FCoV ile temasa geçmemiş olması gerekiyor. FCoV kediler arası çok yaygın bir virüs olduğundan bu konuda kesin bir bilgi edinmeden aşı olmaması öneriliyor zira FCoV taşıyıcısı olup bu durumun bilinmediği kedilerde aşının FIP oluşturan mutasyonu kolaylaştırıldığı yönünde iddialar var. </div>
<div>
<br /></div>
<div>
Neyse sanırım kapsamlı bir bilgilendirme oldu, kaynak olarak:</div>
<div>
http://tr.wikipedia.org/wiki/Kedil_bula%C5%9Fan_peritonit</div>
<div>
http://de.wikipedia.org/wiki/Feline_Infekti%C3%B6se_Perit</div>
<div>
<br /></div>
<div>
üstteki Wikipedia sayfalarını ve takip ettiğim Almanca forumlardaki vakaları kullandım. </div>
<div>
<br /></div>
<div>
Umarım hiç birimizin kedisi bu kötü hastalığa yakalanmadan yaşlanır, bu hastalıktan kedisini kaybeden veya şuan hastalıkla boğuşan bütün kedi sahiplerine sabırlar diliyorum, patili dostlarımıza sağlıklı günler dileğiyle...</div>
<div>
<br /></div>
<div>
<b>Gül </b></div>
<div>
</div>
<div>
<br /></div>
Gül http://www.blogger.com/profile/04565985520782073654noreply@blogger.com20tag:blogger.com,1999:blog-4740381122982711438.post-1771183676873161802013-11-16T15:38:00.000+02:002013-11-16T15:38:03.588+02:00Hem Kutsal Hem Lanetli: Kedi (Türkçe alt yazılı)Geçtiğimiz günlerde izlediğim Almanca bir programa çeviri hazırlayıp sizinle paylaşmak istedim. Kedilerle ilgili şekilde belgesel tarzı Türkçe programlar pek bulunmuyor. Kültürel, tarihsel ve bilimsel açıdan kedilerle ilgili birçok bilgi içeren, kendinizden ve kedilerinizden bir şeyler bulabileceğiniz bir program olduğunu düşünüyorum, keyifli seyirler<br />
<br />
<iframe allowfullscreen="" frameborder="0" height="344" src="//www.youtube.com/embed/AUEMpgMzGPM" width="459"></iframe>Gül http://www.blogger.com/profile/04565985520782073654noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-4740381122982711438.post-45588101634835650322013-11-13T02:41:00.001+02:002013-12-11T23:59:43.961+02:00Kedilerde Gıda Alerjileri<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
Güzel kedilerimiz
bazen hazır mamalara karşı alerji ya da '<b>gıda intoleransı</b>' oluşturabilir. Geçtiğimiz
yıl Kiki'nin alerjileriyle uğraşırken aynı sıkıntıları yaşayan başka kedi
sahipleriyle de çokça karşılaştığımdan,
kedilerde oluşan alerjik reaksyonlarla ilgili makalelerin de yardımıyla bu
konuda bir yazı yazmak istedim. </div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
Kedilerde genellikle gıda alerjilerine neden olan hazır mama
malzemeleri tavuk, balik ve mısırdır ama
bunların yanında <b>tahıl ve süt ürünlerinin de alerjik reaksyonlara neden olduğu
bilirinir</b>. Fakat kedi düzenli olarak tükettiği herhangi bir proteine de alerjik
reaksyon gösterebilir, bazı alerjiler de zamanla gelişir. </div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
<b>Gıda Alerjilerinin Semptomları</b></div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
Gıda alerjileri, <b>aşırı kaşıntı</b>, kendini çok fazla temizleme
ihtiyacı hissetme, belirli bölgelerde kızarıklık ve bu durumların neden olduğu
bölgesel tüy kayıplarının yanında mide-bağırsak sorunları, yani <b>kusma. ishal</b>
gibi belirtilerle de kendini gösterebilir. </div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
<b>Alerjen Tesipiti</b></div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
Ülkemizde maalesef <b>alerji testi</b> konusunda veterinerler fazla yardımcı olamıyor.
Kuru mama satma stratejileri nedeniyle de alerjiden şüphelendikleri kedilere
hemen pahalı markaların hipoalerjenik mamalarını veriyorlar. Fakat yurt dışında
bu yöntemin yanında bir de kedinin henüz hiç tüketmemiş olduğu bir proteinle
besleme yöntemi de gayet yaygın. </div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
<i>Hipoalerjenik Mamalar</i></div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
‘<b>Premium</b>’ olarak bildiğimiz markaların <b>hipoalerjenik</b>
<b>mamalar</b>ını veterinerlerden temin edebiliyoruz. Bu mamalar <b>hidralize
proteinler</b>den üretilmektedir, tavuk gibi bilindik bir protein kaynağını
kullanırlar fakat protein bağışıklık sistemini koruyabilmesi için çok küçük
molleküllere ayrıştırılmıştır. Bu açıdan <b>çok fazla işlemden geçmiş</b> olan bu
mamaların ülkemizde konserve şeklinde satılanı da bildiğim kadarıyla
bulunmamakta, ayrıca bolca <b>yan ürün</b> ve<b> doldurucu içerirler</b>. </div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
<i>Yeni Protein İle Besleme</i></div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
Bu beslenme şeklinde kedinize daha önce yemediği bir
hayvanın etinden üretilmiş mamayı ya da kendinizin ete ulaşma şansı varsa, etin kendisini
yediriyorsunuz. Hazır mama şeklinde verilecekse, çok egzotik et çeşitlerinden
üretilen mamalar ülkemizde pek bulunmadığından, protein kaynağı <b>tavşan</b> ya da<b>
ördek </b>olan bir mamayı deneyebilirsiniz, bu pek tabi yaş mama da olabilir. Yurt
dışında yaşıyorsanız, kanguru, sülün, at eti gibi protein kaynağı kullanan
mamalara ulaşıp bunları denemeniz de mümkün olabilir. </div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
Bu iki yöntemi de sonuç alabilmek için <b>12 hafta boyunca</b>
denemeniz gerekir, bu sürede kesinlikle ödül mamaları, başka besin maddeleri
vs. <b>verilmemelidir</b>. Ancak bu şekilde alerjinin mama kaynaklı olup olmadığını
anlayabilirsiniz. Beslenme içeriği vitamin takviyelerini gerektiriyorsa,
kullanacağınız vitaminin de tavuk/et aromalı olmamasına dikkat etmelisiniz zira
kediler için üretilen vitaminler genelde aromalı oluyor. </div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
Gıda kaynakli bir alerjinin söz konusu olup olmadığını
anlamanız 4-6 hafta arası bir zaman alacaktır. Çoğu kedi de bu süre içerisinde
alerjik reaksyonlar azalarak yok olur. Yine de bu beslenmeye 12 hafta dolana
kadar devam etmeniz gerekir. Sonuç başarılı olursa 12 hafta sonra tekrar eski
beslenme şekline dönmelisiniz şayet semtomlar tekrar ortaya çıkıyorsa gıda
kaynaklı alerji kesin bir şekilde tespit edilmiş olunur. </div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
Yapılan araştırmalar sonucunda bazı kedilerin de <b>hazır mamadan
çiğ beslenmeye geçmeleriyle alerjık şikayetlerinin ortadan kalktığı</b> tespit
edilmiş. Muhtemelen bu vakalarda alerji kaynağı hazır mamalardaki tahıllar ya
da katkı maddeleriyidi. </div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
<b>Kiki’nin Alerjileri</b></div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
Kiki bana geldikten kısa bir süre sonra ilk alerji
belirtilerini göstermeye başladı. Patilerinin altındaki top kısımlar kuruyup
çatlıyordu, çatlayan kısımlar, kanamalı yaralara dönüşüyordu. Gösterdiğim
veterinerler de ‘vazelin/bepanten sür’ tavsiyelerinden başka bir şekilde
yardımcı olmuyordu. </div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
4 patisi de şu şekilde görünüyordu, çok koştuğu zamanlarda
özellikle arka patileri etrafta iz bırakacak şekilde kanıyordu</div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: justify;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjXixnTFS40hfH1PlimaFgIEBN6NbruuOYectpiLFvVaER2C4nf2Yq4VhOKtUeazGUWhNXWXyAV3dNVN4Yf_u2Gxhll-EVpyp62r0vgcAorHeOfL6bb05JOg9AfRS_OUFlfcz1Zs3lr-BU/s1600/paws.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="239" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjXixnTFS40hfH1PlimaFgIEBN6NbruuOYectpiLFvVaER2C4nf2Yq4VhOKtUeazGUWhNXWXyAV3dNVN4Yf_u2Gxhll-EVpyp62r0vgcAorHeOfL6bb05JOg9AfRS_OUFlfcz1Zs3lr-BU/s320/paws.jpg" width="320" /></a></div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
Bu durum gittikçe içime dert olmaya başlamıştı, internette
konuyla ilgili türkçe kaynak bulamadım ama yabancı kaynaklarda patilerin bu
hale gelmesinin vücudun birşeylere karşı verdiği alerjik bir tepki olduğunu
öğrendim. Önce WC kumunu değiştirdik, parfümlü topaklanan kumdan çam peleti
kumuna geçtik fakat bir değişiklik olmadı. Vakaların bir kısmının tahıllı mamaları
kesince düzeldiğine dair araştırma sonuçları buldum. O dönemler tanıştığım ve
şuan ki veterinerimiz de tahılsız mamaları denememi önerince, Orijen marka
mamayı kullanmaya başladık ve Kiki’nin patileri yavaş yavaş düzelmeye başladı.
1 seneden fazla çare bulamadığım bu durumdan sonunda Kiki’yi kurtarabilmiştik. <span style="font-family: Wingdings; mso-ascii-font-family: Calibri; mso-ascii-theme-font: minor-latin; mso-char-type: symbol; mso-hansi-font-family: Calibri; mso-hansi-theme-font: minor-latin; mso-symbol-font-family: Wingdings;">J</span></div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
Artık böyle sağlıklı patileri var </div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: justify;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjYk1hVyhqgASOSxGhJOhFxcRFd-y5TzQPwZ4JkxRBC7s79sN3ZKE-pgQp3Zr9MtStQ4-Xm1as4zvgAx00bdFmt57uata3tkEW-Vx7ZNWlwYJQFrI8CT6nYgdvRRN_XAbp0cUueLFYmDbk/s1600/paws+healed.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="320" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjYk1hVyhqgASOSxGhJOhFxcRFd-y5TzQPwZ4JkxRBC7s79sN3ZKE-pgQp3Zr9MtStQ4-Xm1as4zvgAx00bdFmt57uata3tkEW-Vx7ZNWlwYJQFrI8CT6nYgdvRRN_XAbp0cUueLFYmDbk/s320/paws+healed.jpg" width="239" /></a></div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
Patileri toparladık derken, 3 ay kadar sonra Kiki sağ
gözünün etrafını kaşımaya başladı. Önceleri minik bir kızarıklık oluştu, Ponyo
ile boğuşurken yapmış olacağını düşündüğümden üstünde durmadım. Fakat ilerleyen
günlerde küçük kızarıklık yaraya dönüştü ve Kiki’yi günde 4-5 kere arka patisiyle baya da sert bir
şekilde gözünün etrafını kaşırken yakaldım. Tabi yine veterinere düştü yolumuz,
önce mantardan şüphelendik, kremler kullanıldı, mantar aşıları oldu ama gerçek anlamda bir
iyileşme olmadı. Artık kaşımasın diye yakalık takıyorduk ve enfeksyonlardan
korumak için batikon sürüyorduk.</div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: justify;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEg95UBsVomvwLG8SNharx0war3QenAyCG4V7BvvNusFiSnNgDDx4Okv_XEMycUdPGHl5t6oGLGBjjcGQupmchfiC_LeA8muQmtnEHjCEgagE47JndHjkT1SHHMtqLD0ouCoCIm3gwJ8CcA/s1600/paws3.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="239" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEg95UBsVomvwLG8SNharx0war3QenAyCG4V7BvvNusFiSnNgDDx4Okv_XEMycUdPGHl5t6oGLGBjjcGQupmchfiC_LeA8muQmtnEHjCEgagE47JndHjkT1SHHMtqLD0ouCoCIm3gwJ8CcA/s320/paws3.jpg" width="320" /></a></div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
Veteriner tavsiyesiyle hipoalerjenik mama vermeye başladım, Hill’s
z/d, Proplan Derma ve Royal Canin’in hipoalerjenik kediler için olan mamasını
denedik. Sadece Hill’s z/d kullandığımız sürede bir düzelme olur gibi oldu ama
bir süre sonra yine durum kötüleşti. Bu dönemde yine yabancı kaynaklardan
öğrendiğim bir yöntemi denedim.</div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
Bütün kuru mamalarda oluşan akar parazitlerinin alerjiye
yatkın kedilerde zamanla kafa bölgesinde alerjik reaksyonlara neden olduğuna
dair bilgilere ulaştım. Bu akarları yok etmenin yolu ise kuru mamayı derin dondurucuda
bekletmekmiş. Tam kortizon iğnelerini deneyelim derken önce bir bu yöntemi
deneyeyim dedim ve porsyonlar halinde torbaladığım kuru mamaları derin dondurucuda
1 hafta beklettikten sonra Kiki’ye vermeye başladım ve yaklaşık bir ay sonra
Kiki’nin göz etrafı tamamen iyileşti <span style="font-family: Wingdings; mso-ascii-font-family: Calibri; mso-ascii-theme-font: minor-latin; mso-char-type: symbol; mso-hansi-font-family: Calibri; mso-hansi-theme-font: minor-latin; mso-symbol-font-family: Wingdings;">J</span>
1 yıldan uzun bir süre sadece derin dondurucuda beklemiş mamaları yedi.
Geçtiğimiz aylarda yine dondurmadan mama vermeye başladım, ilk günlerde tekrar
gözünü tekrar kaşımaya başladı ama 1 hafta kadar sonra kaşımayı kesti ve oluşan
hafif kızarıklıkta iyileşti. </div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
Uzun bir yazı oldu ama bu konularla ilgili Türkçe neredeyse hiçbir
bilgi yok bu açıdan hem genel bilgileri hem de başımızdan geçenleri paylaşarak kedi sahibi dostlara geniş kapsamlı bilgiler
sunmak istedim. Umarım yardımcı olabilmişimdir. </div>
<br />
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
Patili dostlarınızla mutlu ve sağlıklı günler geçirmeniz
dileğiyle… </div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
Baştaki genel bilgiler için kullandığım kaynak:</div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
<a href="http://consciouscat.net/2013/09/09/food-allergies-in-cats/">http://consciouscat.net/2013/09/09/food-allergies-in-cats/</a></div>
Gül http://www.blogger.com/profile/04565985520782073654noreply@blogger.com9tag:blogger.com,1999:blog-4740381122982711438.post-36824713858232035752013-09-26T01:31:00.001+03:002013-12-11T23:52:27.091+02:00KEDİ NEZLESİ<div class="MsoNormal">
<span style="background-color: white; color: #8e7cc3; font-family: inherit; line-height: 115%; text-align: justify;">Son bir aydır Ponyo'nun göz enfeksyonuyla uğraşıyorum, 2 senedir bu dönemlerde herpesi tekrarlıyor ve gözü kısılmaya başlıyor. Önce sol gözünde oldu, 1 hafta göz pomadı kullandık geçti, sonra diğerinde oldu o da 4-5 gün sonra düzeldi, tabi yine pomadı düzenli olarak kullandık. Ayrıca vitamin takviyesi de yaptım bu dönemde. Geçtiğimiz aylarda yabancı kaynaklardan çevirdiğim 'Kedi Nezlesi' yazımı paylaşayım dedim malum Ponyo'nun göz problemleri de bebekliğinde geçirdiği kedi nezlesinden yadigar. Uzun zamandır da paylaşım yapmıyordum umarım faydalanabileceğiniz bilgileri derlemişimdir.</span><span style="background-color: white; color: #b4a7d6; font-family: inherit; line-height: 115%; text-align: justify;"> </span><br />
<span style="background-color: white; color: #b4a7d6; font-family: inherit; line-height: 115%; text-align: justify;"><br /></span></div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
<span style="font-family: inherit; line-height: 115%;">Bu yazıda kimi zaman basit
bir tedaviyle geçen kimi zaman ise kedilerimize uzun uzun çektiren hatta sokak
yavruları için hayati risk sayılan kedi nezlesinden bahsedeceğim. Kedi
nezlesine yani kedilerde </span><span style="background-color: white; color: #444444; font-family: inherit; line-height: 115%;">solunum
yolu enfeksiyonlarına </span><span style="font-family: inherit; line-height: 115%;">neden olan başlıca iki virüs vardır. Virüslerin isimleri
ve yarattıkları semptomları kısaca özetlemek gerekirse:</span></div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
<span style="line-height: 115%;"><span style="font-family: inherit;"><br /></span></span></div>
<div class="MsoNormal" style="background: white; line-height: 14.4pt; margin-bottom: 3.6pt; mso-outline-level: 3; text-align: justify;">
<span style="font-family: inherit;"><b>Kedi Herpes Virüsü (Feline Herpes Virus/FeHV-1)</b><span style="font-style: italic; font-weight: bold;"><o:p></o:p></span></span></div>
<div class="MsoNormal" style="background-color: white; background-position: initial initial; background-repeat: initial initial; line-height: 14.4pt; margin-bottom: 3.6pt; text-align: justify;">
<span style="font-family: inherit;">Kedi nezlesi vakalarında en çok rastlana <b>viral enfeksiyon</b>dur. Kedilerin Baş
bölgesindeki mukozaları hedef alır. Sadece kediler arası bulaşan herpes
virüsünün başka türden bir hayvana ya da <b>insana bulaşması mümkün değildir</b>.
Virüs kedi dışında 24 saat kadar yaşayabilir, kediden kediye doğrudan ya da
<b>burun akıntısı</b> gibi sıvıların başka bir kaynaktan değmesiyle bulaşabilir.
Bulaştıktan 2-3 gün sonra kedide semptomlar ortaya çıkar, bunlar genelde gözde
ve burunda yoğun akıntı ve enfeksiyon şeklide seyreder. Gözlerde oluşan iltihap
<b>tedavi edilmezse körlüğe yol açabilir</b>. Ayrıca enfekte olmuş kedinin dilinde ve
burnunda yaralar oluşturabilir. Oluşan enfeksiyon yüzünden <b>yüksek ateş</b>,
<b>halsizlik</b> ve<b> iştahsızlık</b> gözlemlenir. <b>Yavru kedilerde zatürre</b>ye de neden
olduğundan ölümcül sonuçlar doğurabilir. <b>Hamile kediler</b>de düşüklere yol
açabilir. Enfeksiyonu atlatan kedilerin %80’i hayatları boyunca <b>taşıyıcı olarak
kalırlar</b>. <i style="font-weight: bold;"><o:p></o:p></i></span></div>
<div class="MsoNormal" style="background-color: white; background-position: initial initial; background-repeat: initial initial; line-height: 14.4pt; margin-bottom: 3.6pt; text-align: justify;">
<br /></div>
<h3 style="background-color: white; background-position: initial initial; background-repeat: initial initial; line-height: 14.4pt; margin: 0cm 0cm 3.6pt; text-align: justify;">
<span class="mw-headline"><span style="font-family: inherit; font-size: small;">Kedi Calici Virüsü (Feline Calicivirus FCV)<i><o:p></o:p></i></span></span></h3>
<h3 style="background-color: white; background-position: initial initial; background-repeat: initial initial; line-height: 14.4pt; margin: 0cm 0cm 3.6pt; text-align: justify;">
<span style="font-family: inherit; font-size: small;"><span style="font-weight: normal;">Calici virüsü de Herpes gibi
doğrudan temas ya da vücut atıkları kanalıyla </span>sadece kediler arası bulaşır<span style="font-weight: normal;">.
Enfeksiyon 2 aşamalı seyreder. Virüs bulaştıktan sonra üst solumun yollarındaki
mukozalara ve dokulara yerleşir. Hastalığın 4. ile 7. günü arasında kedinin
kanına karışarak tüm vücuduna yayılır. Virüs, bu aşamada dil dokusu ve
akciğerleri hedef aldığından ciddi hasarlar verebilir. </span>İltihaplı göz-burun
akıntısı, yüksek ateş ve aşırı halsizlik<span style="font-weight: normal;"> bu aşamada belirginleşir. Akciğerlere
yayılması, ikincil bakteriyel enfeksiyonlar oluşturup </span>zatürre<span style="font-weight: normal;">ye yol açabilir.
Bu durumda ölüm riski %30 oranında artar. Fakat hastalığın en tipik seyri 2.
Aşamada </span>damakta ve dilde oluşturduğu ülserler <span style="font-weight: normal;">yani yaralardır. Enfekte hamile
kedilerde düşük yapma riski yüksektir. Calici virüsü ile enfekte olmuş kediler
hastalığı atlatsalar da ömürleri boyunca </span>virüsün taşıyıcıları olurlar<span style="font-weight: normal;">. </span><i><o:p></o:p></i></span></h3>
<div class="MsoNormal" style="background-color: white; background-position: initial initial; background-repeat: initial initial; line-height: 14.4pt; margin-bottom: 3.6pt; text-align: justify;">
<br /></div>
<div class="MsoNormal" style="background-color: white; background-position: initial initial; background-repeat: initial initial; line-height: 14.4pt; margin-bottom: 3.6pt; text-align: justify;">
<b><i><span style="font-family: inherit;">Tanı:<o:p></o:p></span></i></b></div>
<div class="MsoNormal" style="background-color: white; background-position: initial initial; background-repeat: initial initial; line-height: 14.4pt; margin-bottom: 3.6pt; text-align: justify;">
<i><span style="font-family: inherit;">Benzer semptomlara neden olan bakteriyel enfeksiyonlarda olduğundan, kedi
nezlesine neden olan etkeni belirlemek gerekebilir. <b>Kan tahlilleri</b>, akıntı
örneği tahlili ya da ekim yöntemi ile kesin tanı konulabilir. <b><o:p></o:p></b></span></i></div>
<div class="MsoNormal" style="background-color: white; background-position: initial initial; background-repeat: initial initial; line-height: 14.4pt; margin-bottom: 3.6pt; text-align: justify;">
<br /></div>
<div class="MsoNormal" style="background-color: white; background-position: initial initial; background-repeat: initial initial; line-height: 14.4pt; margin-bottom: 3.6pt; text-align: justify;">
<b><i><span style="font-family: inherit;">Tedavi:<o:p></o:p></span></i></b></div>
<div class="MsoNormal" style="background-color: white; background-position: initial initial; background-repeat: initial initial; line-height: 14.4pt; margin-bottom: 3.6pt; text-align: justify;">
<i><span style="font-family: inherit;">Viral enfeksiyonlarda, öncelikle ikincil bakteriyel enfeksiyonlardan koruma
amaçlı antibiyotik uygulanır. Kedinin virüsün kendisini yenebilmesi için de
bağışıklık güçlendirici (Interferon) iğneler yapılır. Viral hastalıklar sadece
bağışıklık sisteminin güçlenip, baskılamasıyla atlatılabildiğinden <b>bağışıklık
güçlendiriciler</b> ve <b>vitamin takviyeleri </b>tedavi aşamasında mutlaka
uygulanmalıdır. <b><o:p></o:p></b></span></i></div>
<br />
<div class="MsoNormal" style="background-color: white; background-position: initial initial; background-repeat: initial initial; line-height: 14.4pt; margin-bottom: 3.6pt; text-align: justify;">
<i><span style="font-family: inherit;">Henüz en<a href="http://www.blogger.com/blogger.g?blogID=4740381122982711438" name="_GoBack"></a>fekte olmamış kedinizi bu <b>viral üst solunum
yolu enfeksiyonları</b>ndan korumanın en etkili yolu düzenli olarak <b>karma aşı</b>larını
yaptırmanızdan geçer. </span></i><span style="font-family: Arial, sans-serif; font-size: x-small;"><o:p></o:p></span></div>
Gül http://www.blogger.com/profile/04565985520782073654noreply@blogger.com3tag:blogger.com,1999:blog-4740381122982711438.post-20635428898565879722012-12-05T23:48:00.003+02:002012-12-07T18:01:55.577+02:00Kısırlaştırma Hakkında Bilinmesi Gerekenler<div style="text-align: justify;">
Kuşkusuz, kısırlaştırma, son yıllarda evcil hayvan sahipleri tarafından en çok tartışılan konulardan biri olmuştur. Çoğumuz bu operasyondan, haklı olarak, taşıdığı riskler yüzünden çok korkarız, sonuçta binbir emekle ve sevgiyle büyüttüğümüz evcil hayvanlarımızın bıçak altına yatmasına, narkoza maruz kalmasına kıyamayız. Ama kısırlaştırmanın hem evcilimiz hem de kendi açımızdan avantajları ele alındığında bu operasyondan aslında kaçış olmadığını göreceğiz. </div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Bazı hayvanseverler, olaya duygusal bir açıdan bakarak kısırlaştırmaya karşı çıkarlar, kedi/köpeklerinin hormonal dürtülerle değil insanlar gibi duygusal hareket ettiklerini ve zevk için çiftleştiklerini düşünürler. Bu kanı malesef gerçeği yansıtmamaktadır, artık bütün dünyada kabul edilen ve bilimsel olarak ıspatlanan düşünce <i><b>hayvanların sırf hormonlarının yönlendirmesiyle çiftleştiği ve çiftleşme esnasında zevk almanktan ziyade acı çektiğidir.</b></i> Bu açıdan bakıldığında bir kere anne/baba olsun düşüncesi de yanlıştır. Erkeklerde babalık hissi diye bir durum yoktur, ergin olduğunda öz kızıyla hiç düşünmeden çiftleşebilir. Dişiler de emzirirken salgıladıkları hormonlar sayesinde yine dürtüleri yardımıyla yavrularına bakarlar, yavrular sütten kesildiğinde ise anneler, dişi evlatlarını onlar için artık birer rakibe olduğundan uzaklaştırırlar, erkek evlatlarıyla da hormonal olgunluğa ulaştıklarında çiftleşebilirler. Anlayacağınız, <b><i>kedi/köpekleri insanlarla bir tutamayız. </i></b></div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Bir diğer sorun da ülkemizdeki sokak hayvanlarının sayısının oldukça yüksek olması ve kısırlaştırılmayan her evcilin sokak hayvanları kervanına yenilerini katmasıdır. Çiftleştirdiğiniz bütün hayvanlar sokaktan kurtarılmıs ve yuva bekleyen yavruların yuvasını elinden almaktdır. Sizin kedi/köpeğinizi görüp yavrusunu isteyen dostlarınızı yuva arayan kedi/köpeklere yönlendirmeniz, kendinizi hayvansever olarak tanımlıyorsanız, yapabileceğiniz en doğru şey olacaktır. Kaldı ki, sizin <i><b>evcilinizin yavrularının da gün gelip yeni yuvalarından sokaklara atılmayacağını kimse garanti edemez. </b></i></div>
<br />
Hem evimizde beslediğimiz kedi/köpeğimizin iyiliği, hem sokak hayvanlarının iyiliği hem de kendi iyiliğimiz için kısırlaştırma operasyonları önemli ve son derece gereklidir. O yüzden bu kaçışı olmayan operasyon ve sonrasıyla ilgili edindiğim önemli bilgileri sizlerle paylaşıyorum:<br />
<br />
<div style="text-align: justify;">
<b>Kısırlaştırma Nasıl Gerçekleştirilir?</b></div>
<ul style="text-align: justify;">
<li>Dişi kedilerde<b> yumurtalıkların ve rahmin narkoz altında</b> karnın altından ya da yandan kesilerek çıkartılması şeklinde geçekleştirilir</li>
<li>Erkek kedilerde de yine narkoz verilerek her iki testisin ayrı ayrı açılarak, bu kesik hatlarından <b>testislerin çıkarılarak alınması</b> şeklinde gerçekleştirilir. </li>
<li>Azda olsa modern teknikler kullanan ve erkek kedilerin kısırlaştırmasını <b>dikişe gerek kalmadan ve lokal anestezi</b> ilen yapan veteriner hekimler mevcuttur<b> </b></li>
</ul>
<div style="text-align: justify;">
<b><br /></b></div>
<div style="text-align: justify;">
</div>
<div style="text-align: justify;">
</div>
<div style="text-align: justify;">
</div>
<div style="text-align: justify;">
<b>Kısırlaştırmanın Faydaları:</b></div>
<ul style="text-align: justify;">
<li>Erkeklerde <b>testis kanserleri</b>nin önlenmesi</li>
<li>Dişilerde <b>yumurtalık, rahim</b> ve ilk kızışmadan önce yapıldığında <b>meme kanserlerini </b>önlemesi</li>
<li>Yine dişilerde <b>rahim ve yumurtalık enfeksyonlarını</b> aynı şekilde <b>kistlerin oluşması riskini tamamen ortadan kaldırması</b></li>
<li>Kedilerin çiftleşme isteği ile <b>evden kaçmalarını önlemesi</b></li>
<li>Erkeklerde <b>işaretleme</b> ve hemcinslerine karşı oluşan <b>agresif tavırların ortadan kalkması</b></li>
<li>Dişilerde sık sık tekrarlayan ağlama ve bağırmaya neden olan sancılı <b>kızışma dönemlerini ortadan kaldırması</b></li>
<li>Hormonal dürtüler nedeniyle hayvanların yaşadığı<b> stresin son bulması</b></li>
</ul>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
<b>Kısırlaştırma Operasyonu Öncesinde ve Sonrasında Dikkat Edilmesi Gerekenler: </b></div>
<ul style="text-align: justify;">
<li>Operasyon sonrası bağışıklık düşmelerini önlemek için öncesinde <b>2 hafta boyunca multivitamin takviyesi yapabilirsiniz</b></li>
<li>Operasyonun gerçekleştirileceği ortam <b>son derece hijyenik</b> olmalıdır, kliniğin şartları hakkında veterinerinizle detaylı bir konuşma yapın</li>
<li>Bu konuşma esnasında özellikle dişi kedi/köpek sahipleri, <b>kesiğin ne kadar olacağını öğrenmeye çalışın </b>zira 3 dikişli bir kesikle gayet başarılı operasyonlar yapan veterinerler olduğu gibi dişiyi boydan boya yaran 7-8 dikişli kesikler açan veterinerler de mevcut malesef</li>
<li><b>Narkozun dozunun ayarlanma</b>dan önce kedinizin/köpeğinizin tartılmasını istediğinizi belirtin, göz kararı narkoz veren veteriner hekimlerimizde var malesef</li>
<li>Evcilinizin operasyon sonrası veteriner kliniğinde kalması bir mecburiyet değildir, ideali <b>ayıldıktan sonra alışkın olduğu ve kendini güvende hissettiği evine geri dönmesidir</b></li>
<li>Operasyon sonrası <b>antibiyotik uygulamalarının düzenli olarak yapılması</b>na özen gösterin</li>
<li>Operasyondan <b>12 saat önce evcilinize mama vermeyi kesin</b></li>
<li>Narkozdan ayıldıktan sonra da <b>en az 12 Saat mama vermeyin</b>, zira narkozun etkilerini tamamen atmadan yedikleri bütün mamaları kusacaklardır</li>
<li>Yakalık gerektirmeyecek kadar ustaca dikişler atan veteriner hekimlerimiz var, operasyonunuzu böyle bir hekim yaparsa, yaşayacağı yakalık stresinden kurtulmuş olursunuz </li>
</ul>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
<b>Kısırlaştırma ve Çiftleşmeyle İlgili Meşhur Hurafeler:</b></div>
<ul style="text-align: justify;">
<li><b>Erkek kedi ve köpeklerin dönemi olmaz</b>, tam anlamıyla cinsel olgunluk gerçekleştiğinde sürekli çiftleşme isteği yaşayacaklardır</li>
<li>Hayvanların kısırlaştırılmadan önce <b>en az bir kere kızgınlığa girmeleri zorunlu değildir</b>, gelişimleri kısırlaştırmadan sonra gayet sağlıklı bir şekilde devam eder</li>
<li>Özellikle dişilerde <b>ilk kızışmadan önce yapılan kısırlaştırma meme kanseri riskini neredeyse sıfıra indirir</b></li>
<li>Kısırlaştırma sonrası <b>aşırı kilo alımı çoğu hayvanda gerçekleşmez</b>, alınan kilo genelde devam eden ve artık kızışmanın etkisiyle oluşan stresten etkilenmeyen doğal gelişme sürecidir</li>
<li>Kısırlaştırma sonrası evcilinizin <b>huylarında negatif değişim olmaz </b></li>
</ul>
Gül http://www.blogger.com/profile/04565985520782073654noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-4740381122982711438.post-51690411179337906332012-11-26T16:56:00.000+02:002012-12-06T00:06:46.896+02:00Kedi Kürk Renkleri ve Desenleri KılavuzuBu kılavuzu Kiki'yi ilk sahiplendiğim dönemlerde, ingilizce sayfalarda kedilerle ilgili bilgiler araştırırken bulmuştum. Özellikle İngilizce biliyorsanız kılavuzda enteresan ve faydalı bilgiler bulabilirsiniz. Tabi ki gerçekte kedilerin renkleri ve desenleri görsellerden biraz daha farklı görünüyor bununla ilgili bir uyarı da yapmışlar. Renk ve desenlerin bir kısmı sadece doğal üreme ile ortaya çıkabilirken bir kısmı da yalnızca cins yetiştirmeciliği ile elde edilebiliyor. <br />
Anlamadığınız ve merak ettiğiniz kısımları olursa yardımcı olmaya çalışırım...<br />
<br />
<br />
Resim blog sayfasına yüklenince küçülmüş, orjinal halini aşağıdaki linkten görebilirsiniz...<br />
<a href="http://img96.imageshack.us/img96/6526/catstut6.jpg" target="_blank">http://img96.imageshack.us/img96/6526/catstut6.jpg </a><br />
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhZKvlEc0fTjYbPqYLKGhxFv2y2wqXFY8_3VyPSPowJq1mXkIEX2fL86DkzVlZf45VuT_Yrc53AwgbI-ogsguIsMRXT8ipNb-_hWB0o8tktJHAMTXKw2Ir3N4x8h__j_NKVf4A6OtnCC1Y/s1600/catstut6.jpeg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhZKvlEc0fTjYbPqYLKGhxFv2y2wqXFY8_3VyPSPowJq1mXkIEX2fL86DkzVlZf45VuT_Yrc53AwgbI-ogsguIsMRXT8ipNb-_hWB0o8tktJHAMTXKw2Ir3N4x8h__j_NKVf4A6OtnCC1Y/s1600/catstut6.jpeg" height="240" width="320" /></a></div>
Gül http://www.blogger.com/profile/04565985520782073654noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-4740381122982711438.post-30594091177760569782012-11-18T18:26:00.003+02:002013-01-05T00:38:27.555+02:00İkinci Kedi: Eyvah! Evdeki Kedim Canavara Dönüştü!Tek kedim yalnız kalmasın diye ikinci bir kedi edindiniz, oh ne güzel evin divası/paşası artık yalnız kalmayacak, kendi türünden bir dostu olacak, mutlu mesut yaşayıp gideceğiz diye hayaller kurdunuz ama yeni arkadaş eve gelir gelmez, o evin divası/paşası olan arkadaş karakter değiştirdi, tıslamalar ve pençe darbeleriyle karşıladı sizi, yeni kediye de her türlü eziyeti yapmaya hazır, araya girmeseniz gözünü oyar kafasını koparır di mi? >.<<br />
Sizde ben nerde yanlış yaptım diye çaresizce savaş ortamına dönen evinizde dört dönüyorsunuz, 'ne yapsam yeni kediyi?' sorusu beyninizi kemiriyor... <br />
Öncelikle sakin olun ve kedileri bir ayırın, 2. bir kedi edinildiğinde yapılan en büyük hata yeni kediyi hemen eski kediye göstermektir. Yeni kediyi evdeki elemana göstermeden güvenli bir odaya alın ve ilk kedinizin buraya girmesine bir müddet izin vermeyin. Aylarca belki de yıllarca evde hakimiyetini sürmüş bir kedi kolay kolay tahtını paylaşmak zorunda kalacağı yeni bir arkadaşı kabul etmeyecektir, ilt etapta kokusu bile çıldırmasına yeter, siz de bir süre kokusuyla yetinmesini sağlayin. Minimum 1 hafta sonra yeni kediyi evin diğer ortamlarına, paşa/diva şahsiyeti de yeni kedinin durduğu odaya sokun, etrafı koklayıp delirmelerine müsade edin ama bu işlem gerçekleşirken hala birbirilerini göremiyor olmaları lazım... bu durumu ilereyen günlerde düzenli olarak tekrarlayın, 1 hafta kadar da bu şekilde gitmesini tavsiye ediyorum. Bu arada mümkünse spor/temizlik gibi terleten aktiviteler yaparken giydiğiniz yıkanmamış bir kıyafetle (t-shirt ideal) önce ilk kediyi sonra yeni vatandaşı ovalayın, bunu da bir araya getirene kadar hergün tekrarlayın. Ve kıvama geldiklerini düşündüğünüz bir gün, ki bu en az 2 hafta sonra olur, kedileri bir araya getirin. Tabi ki önce evin hakimi yeni geleni biraz pataklayacak, çok fazla araya girmeyin, dayağı siz yersiniz! Bırakın onlar aralarında halletsin, yeni gelen bir süre dirense de evin ilk sahibine boyun eğmek zorunda kalacak ve beraber yaşamayı öğrenecekler... bu süreçte size düşen görev bol bol sabretmek, Allah sabır versin :)<br />
<br />
Tabi bütün bu sorunları engellemenin <b>en kolay yolu baştan 2 kedi birden edinmektir</b> özellikle 2 yavru kedi alırsanız beraber büyüyüp, <b>sosyalleşecek</b> ve bu şekilde abartılı tepkiler vermeyeceklerdir!<br />
<br />
2. kediyi edinirken dikkat edilmesi gerekenler:<br />
-ikincikediyi planlı programlı alıyorsanız, evdeki kedinizle <b>aynı cinsiyetten</b> olmasını sağlayın<br />
- <b>iki kedinin de kısır olması</b> sorunların büyük bir kısmını kendiliğinden halledecektir bunu unutmayın<br />
- yetişkin bir kedinin yanına yavru bir kedi getirmeyin, <b>kendi yaşında ya da birkaç ay küçük bir kedi olsun</b> zira 1 yaşını geçmiş karakteri oturmuş bir kediyi, benimle oyun oyna diye etrafında tepinen bir yavru fena halde sinir eder<br />
- sahiplenecekseniz, <b>karakteri hakkında eski sahibinden bilgi alın</b>, evdeki çok dominant bir kediyse sakin yapılı ama kendini koruyacak kadar özgüveni olan bir kedi edinin<br />
- sokaktan yavru bir kedi buldunuz, başka yuva şansı yok evdeki yetişkinin yanına gelecek; <b>evdeki agresif tavırları olan bir kediyse en ay 4-5 aylık olana kadar ayrı tutun </b><br />
<br />
İmkanınız varsa yurt dışından <b>Feliway</b> isimli ürünü getirtebilirsiniz, bu süreçte çok faydalı olduğunu sıkça yabancı sitelerde ve forumlarda okuyorum... Gül http://www.blogger.com/profile/04565985520782073654noreply@blogger.com3tag:blogger.com,1999:blog-4740381122982711438.post-18521845929042261592012-11-15T23:31:00.001+02:002012-12-06T00:07:45.750+02:00Çok fena kazıklanıyoruz!2 gündür Almanya'dayım kızlar İstanbul'da anneme emanet, bugün market alışverişini yaparken şöyle bir kedi mamaları reyonlarındaki fiyatlara göz gezdirdim...<br />
<b>24 adet 100 gr'lık Whiskas yaş mama 8.49 €</b> şaka gibi değil mi? Aşağı yukarı 19.50 TL yapıyor, Türkiye'de 85gr'lık paketler tanesi minimum 2 TL'den satılıyor, sadece veterinerlerin sattığı <b>Purina Gourmet mamalar da yine tanesi 0.45€</b> olarak market reyonlarında yerini almış...<br />
Kitekat mamalarda ise özel indirim vardı, <b>12 adet 100gr'lık yaş mamalardan oluşan paket 2.49 € </b>denemek için bizim kızlara 12lik Kitekat'tan bir paket alıverdim bakalım beğenecekler mi...<br />
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhi7eTxDI54ePzjfAMZnTnM-R6GYEZvrRrCiRxkvpZoLpaBLaml20wUZXZmZG3OkhONCTLCKRwz6ex5v9FfwklMmHbiOjaBAKJWLSt3hvnLQSmIOLxQpGpWO7kD4x1O8ld1gdR_qVBVRoE/s1600/aIMG_2298.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhi7eTxDI54ePzjfAMZnTnM-R6GYEZvrRrCiRxkvpZoLpaBLaml20wUZXZmZG3OkhONCTLCKRwz6ex5v9FfwklMmHbiOjaBAKJWLSt3hvnLQSmIOLxQpGpWO7kD4x1O8ld1gdR_qVBVRoE/s1600/aIMG_2298.jpg" height="238" width="320" /></a></div>
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiqfCp_obU_j3bUcU6NEltC1KuVCZD74jIYGRztWvS4Qmn9rGOe_yOV8BcSl_iwrUR_7sm1wcQzs8bzovlDawq38XMrgLCJG6NF8Y65on8BQje9Q9DUfVUCTGbrGNxrS_6Rr9vNUB5YPo8/s1600/aIMG_2300.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiqfCp_obU_j3bUcU6NEltC1KuVCZD74jIYGRztWvS4Qmn9rGOe_yOV8BcSl_iwrUR_7sm1wcQzs8bzovlDawq38XMrgLCJG6NF8Y65on8BQje9Q9DUfVUCTGbrGNxrS_6Rr9vNUB5YPo8/s1600/aIMG_2300.jpg" height="320" width="239" /></a></div>
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjubC87XvsXA93lfyfINWBg871_8zdUYVmvUOmaP34I6Z3PicfN95RnC9BdqkoJRyOW-Zez0CuPTn5NjQnWHm4q7z4QYsyUx8zrPbsM0yJbE7aEwq5m02JB_3ghJQ7E1kmN16WPtEIvp8M/s1600/aIMG_2301.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjubC87XvsXA93lfyfINWBg871_8zdUYVmvUOmaP34I6Z3PicfN95RnC9BdqkoJRyOW-Zez0CuPTn5NjQnWHm4q7z4QYsyUx8zrPbsM0yJbE7aEwq5m02JB_3ghJQ7E1kmN16WPtEIvp8M/s1600/aIMG_2301.jpg" height="320" width="239" /></a></div>
Gül http://www.blogger.com/profile/04565985520782073654noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-4740381122982711438.post-50729368355836439742012-11-15T23:08:00.002+02:002012-12-06T00:07:30.173+02:00Evcil Hayvanları Yurtdışına ÇıkarmakEvcil hayvan sahipleri iyi bilirler, kedimizi, köpeğimizi bırakacak güvenilir bir yer bulamazsak uzun soluklu yurtdışı yolculuklarından kaçınırız, nasıl olsa götüremem, yolda alırlar, ya da kaybolur diye korkulara kapılırız, halbuki bazı prosedürleri zamanında yerine getirirsek en azından çoğu avrupa ülkesine ve amerikaya evcillerimizi sorunsuz götürebiliyoruz. Özellikle yurt dışına yerleşmeyi planlayan arkadaşların ihmal etmeden 6 ay önce gidecekleri ülkenin evcil girişi için neler istediğini araştırmalarını öneririm.<br />
<br />
Ülkelerin evcil girişi için istediği prosedürler:<br />
<br />
AB ülkeleri (01.01.2012 itibariyle İngiltere de dahil) ve ABD:<br />
Öncelikle evcil hayvanınıza <b>chip</b> taktırmak zorundasınız çünkü bütün işlemler takılan chipin numarası üzerinden yapılacak. Kuduz aşısından <b>en erken 1 ay</b> sonra yapılacak <b>kuduz titrasyon</b> testinin sonucu <span class="st"><b><i>0</i>,<i>5</i> IU/<i>ml </i></b><span style="font-family: inherit;">ve üstü bir değer çıkarsa, kuduz aşısı tutmuş kabul edilir ve test tarihinden <b>3 ay sonra</b> evcil hayvanınızı bu ülkelere sokabilirsiniz. </span></span><br />
<span class="st"><span style="font-family: inherit;">Kedilerimi Almanya'ya götürme durumum olduğu için testlerini yaptrıdım, belgelerimiz hazır, titrasyon testi sadece Ankara'da bulunan T.C. Gıda Tarım ve Hayvancılık bakanlığına bağlı </span></span><span class="st"><span style="font-family: inherit;">Etlik Veteriner Kontrol Merkez Araştırma Enstitüsünün Laboratuvarında yapılabiliyor, numuneleri yollamadan önce evcil başına 100 TL kadar bir para yatırıyorsunuz ve testler sadece salı günleri yapılıyor. Bundan dolayı kan alımının pazartesi yapılması daha avantajlı oluyor, sonuçlar benim elime 1 haftada geçti. Bu işlemlerden sonra yurt dışına çıkışınızdan en erken 1 hafta önce bağlı bulunduğunuz belediye veterinerinden hayvanınızın sağlıklı olduğuna dair bir rapor alıyorsunuz. </span></span><br />
<br />
<span class="st"><span style="font-family: inherit;">Tabi önceden ucacağınız uçak şirketiyle de görüşüp evcilinizle uçacağınızı bildirmeniz gerekiyor. Almanya'ya uçuşları arastırdım; <b>Sunexpress, Condor ve Airberlin</b> şirketlerinin hayvan dostu, sorun yaratmayan şirketler olduğunu duydum, bunu da aklınızda bulundurun ;)</span> </span>Gül http://www.blogger.com/profile/04565985520782073654noreply@blogger.com1tag:blogger.com,1999:blog-4740381122982711438.post-68296970438686448862012-11-11T05:14:00.002+02:002012-12-06T00:07:19.122+02:00Herşey nasıl başladı?Evet ilk etapta yanıtlanması gereken soru, herşey nasıl başladı? Ne oldu da Gül bir kedi edinmeye, kedi-insan arasındaki o özel bağı kurmaya karar verdi?<br />
Açıkçası çocukluğunda ve hatta geçliğinin ilk yıllarında muhabbet kuşu beslemiş biri olarak kedilerden pek hoşlanmazdım, hele birde tatil için halama emanet ettiğim muhabbet kuşumu bir kedinin yediğini öğrendiğimde, üzüntüyle kedilerden nefret etmeye başlamıştım. Ta ki, 2010 senesinin Eylül ayında bir tanıdığın sorun oluyor diye barınağa bırakmayı planladığı kara burunlu, kedi kızı görene kadar. "Evde küçük çocuk olduğu için sorun oluyor barınağa gitmesin sen al" dediler, bunun üzerine o kara burunluyu ani bir kararla sahiplendim ve adını Hayao Miyazaki'nin animasyon filmi "Kiki's Delivery Service"den esinlenerek Kiki koyuverdim :).<br />
<br />
İşte Kiki'nin evimdeki ilk günlerinden bir kare:<br />
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgPmXM92m3lw8N0HbofBjBo6R0ZhdAmgtsim8I_S70yd9svsQkbBmxqQqHRiZuFti1p3BaspNZ5UtmCxPqm5zurKWpAmYPwQD6kEVBcwgKmRsQ2b4gDFzIHc-QmcqN35SF7wFjiHK5Cgcg/s1600/64617_454009009144_3362498_n2.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgPmXM92m3lw8N0HbofBjBo6R0ZhdAmgtsim8I_S70yd9svsQkbBmxqQqHRiZuFti1p3BaspNZ5UtmCxPqm5zurKWpAmYPwQD6kEVBcwgKmRsQ2b4gDFzIHc-QmcqN35SF7wFjiHK5Cgcg/s320/64617_454009009144_3362498_n2.jpg" height="320" width="180" /></a></div>
<br />
Kiki sayesinde kedilerin çılgın dünyasına adım atmış bulundum, tabi kedi beslemeye başlayınca sokak kedilerine karşı da bir hassasiyet oluştu. Ve 30 Ağustos 2011 günü karşıma çok kötü durumda olan tortoiseshell desenli bir minik çıktı, bütün tortiler gibi o da çirkin :p ve dişiydi, 6-7 haftalıktı, gözlerinde ilerlemiş herpes enfeksyonu vardı ve göremediği için akan trafiğe doğru ilerliyordu. Tabi onu öyle ölüme terkedemedim, hemen kucağıma alıp apartman bahçesine getirdim, güzel bir yaş mama ziyafetinden sonra boxında dinlenmeye çekildi, ertesi gün veterinere gittik tedavileri başladı, iltihaplı gözleri hızla açıldı. Ve başka bir miyazaki filminden esinlenerek adını Ponyo koyduk. Bir süre sonra Kiki ile bir araya getirmek farz oldu ama Kiki aylarca Ponyo'yu kabul etmedi. Aşıları yapıldı, kısırlaştırıldı... çok sakin ve sevgi dolu bir kedi olduğundan, büyümesine rağmen Kiki'den dayak yemeye devam etti, 6 ay boyunca, ona daha huzurlu bir yuva aradım, sahiplenecek kişiye mama yardımı yapmayı bile teklif ettim ama bir kişi bile aramadı...<br />
Ponyo arada bir hala Kiki'nin patilerinden nasibini alıyor ama artık aynı evi paylaşmayı öğrendiler...<br />
<br />
Ponyo'nun ilk günleri: <br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgVwk17PWRXds5Wg3i0Tnn6NWc4JORvK8sVjJASoB0_fqEt2uegn2zbgrr-R2TXsx2S_UwteHnObCxHiDkHlYc3GnuRiTgJ-jGeAOpXPJjNZxYSbkuTxo00KDJn-kDoUQe-FJgbyECfOvQ/s1600/1IMG_0720d.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgVwk17PWRXds5Wg3i0Tnn6NWc4JORvK8sVjJASoB0_fqEt2uegn2zbgrr-R2TXsx2S_UwteHnObCxHiDkHlYc3GnuRiTgJ-jGeAOpXPJjNZxYSbkuTxo00KDJn-kDoUQe-FJgbyECfOvQ/s1600/1IMG_0720d.jpg" /></a></div>
<br />
<br />
ve güncel halleri:<br />
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhB9s-KowTfkWJQrfc4iGFR6BrSElTKTwjMDe_i069B_tphfK7NO4IO7eF3_vFghRMs-20ucG07korF5cZf8DK7-LRVGvyA89MaCoZJMhOfbugFNlj4efKxcbiLZO4peY4ePQ0jykuiTz8/s1600/1IMG_1301.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhB9s-KowTfkWJQrfc4iGFR6BrSElTKTwjMDe_i069B_tphfK7NO4IO7eF3_vFghRMs-20ucG07korF5cZf8DK7-LRVGvyA89MaCoZJMhOfbugFNlj4efKxcbiLZO4peY4ePQ0jykuiTz8/s320/1IMG_1301.jpg" height="320" width="320" /></a></div>
Gül http://www.blogger.com/profile/04565985520782073654noreply@blogger.com0